İşimiz turizm. 35 senedir İtalya ile yatar İtalya ile kalkarız. Kurduğumuz şirketlerin adı bile İtalyanca.
İtalya‘da okuduk, çalıştık.
Bu işi orada, yerinde öğrendik. İtalya’ya turist getirir, turist götürürüz.
Çok şükür kimselere muhtaç olmayacak kadar kazandık, çok daha iyisini memlekete kazandırdık.
Ancak teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın İtalya’ya sığındığı aylar hariç, hiç bu kadar durgunluk yaşamadık.
Özünde iyi turistlerdir İtalyanlar. Deniz-kum-güneşe de gelir, ķültür turlarına da, gastronomik tur da yapar, dağ-bayır alternatif tur da.
İyi yer içer, güzel alışveriş yapar, eğlenmeyi, dost edinmeyi sever, mütevazıdır, dırdırı yoktur, güler yüzlü ve tamahkârdır.
10 saat yürütürsün, akşam yemeğinde iyi bir salata, iyi bir şaraba en iyi turcu sensindir.
Küstüler…
Almanlarla, Fransızlarla, Yunanlılarla, İngilizlerle, Ruslarla restleştik ama İtalyanlarla ne bir kavga, ne dövüş ne de söz dalaşı oldu aramızda.
Avrupa‘nın geneline posta koyarken sanırım içlerinden en alınganları İtalyanlar çıktı.
Geri kalan hepsiyle barıştık, koklaştık. Ülkemize gelen turistlerinin sayıları rekorlar kırdı. İtalyanlarda tık yok.
Web sitelerine dahi Türkiye’yi koymuyorlar.
Bu yaz dönemi 3-5 acente Türkiye’yi sorup, Sultanahmet‘te 1-2 İtalyan grup görünce Türk Hava Yolları ve seyahat acenteleri olarak soluğu Rimini Turizm Fuarı‘nda aldık.
Birinci gün muhteşem geçti.
İkinci gün rezervasyonlar, rezervasyonlar, rezervasyonlar…
48 saat sürdü mutluluğumuz. Akşam haberlerde Suriye’ye girdiğimizi öğrenen acenteler, fuarın üçüncü ve son günü soluğu standımızda aldılar.
Tüm rezervasyonlar iptal.
Ama biz haklıyız, ama onlar terörist, ama ama ama… Nafile.
İtalyanlar ile aşkımız yine başka bahara kaldı.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.