Sani Şener: THY, Antalya Havalimanı’nı HUB yapacak

Fotoğraf: Haber Aero

TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, Türk Hava Yolları’nın (THY) Antalya Havalimanı’na ikinci bir HUB yapma planı olduğunu açıkladı.

Kazakistan’daki olaylar sırasında 2 Ocak akşamı güvenlik gerekçesiyle uçuşlara kapatılan Almatı Havalimanı’ndaki son gelişmelere değinen Sani Şener şu açıklamayı yaptı; “Havalimanımızı işgal ettiler, fakat çok büyük zarar olmadı. Almatı Havalimanı sabah 8 akşam 9 arası hizmet veriyor. Yakında gece uçuşları da başlayacak.”

Antalya Havalimanı’nın 25 yıl işletilmesine ilişkin ihaleyi 7 milyar 250 milyon euro bedelle geçtiğimiz Aralık ayında kazanan TAV Havalimanları Holding’i Antalya’da yeni gelişmeler bekliyor. Şener, ağırlıklı olarak apron ve terminal binasında sıkıntı yaşadıklarını belirterek, “Ciddi bir apron yapılması lazım, zira Türk Hava Yolları, Antalya Havalimanı’nı ikinci bir HUB yapmayı düşünüyor” açıklamasını yaptı.

TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener’in Haber Aero’nun sorularına verdiği cevaplar ve özel açıklamları şöyle:

İş dünyasından baktığımızda pandemide dünyada havacılık en fazla darbeyi yiyen sektörlerden birisi oldu. Hem havayolları olarak, hem havalimanı işletmecileri olarak, hem de yer hizmetleri işletmeciler olarak en çok darbe yiyen şirketler oldular. Çünkü bunlar birbirine bağlı sektörler. Havacılık sektöründe biz hep 2019’u referans olarak alıyoruz. 2019 yılında mevcut olan yolcunun sadece yüzde 30’u 2020’de havalimanlarına geldi. 2021 de ise yüzde 55’i geldi. Yani dünyada da böyle, bizde de böyle. 2022’de yani bu sene yüzde 80 ile 85’nin geleceğini umuyoruz. Biz de takip ediyoruz. IATA ne diyor, ACI ve ICAO ne diyor? işte bütün bunları takip ediyoruz. Bütün bu takiplerimize baktığımızda bu rakamlar üç aşağı beş yukarı tutuyor. Ama büyüme de devam ediyor. Mesela yine bu uluslararası havacılık örgütlerinin verdiği rakamlara göre 2040’a kadar 1,5 trilyon dolarlık havalimanı yatırımı yapılacak. Bu çok ciddi bir devasa bir rakam. Peki nasıl olacak? Tabii ki bu yatırım için gerekli kredilendirmeler, paralar, pullarla olacak. Havacılık artık ticari bir iş oldu. Kamu, özel sektör ortaklığı gibi şeyler hepsi olacak. TAV’da kendini bu şekilde pozisyonlamış vaziyette. Şunu demek istiyorum. Pandemi olacak, geçecek gidecek. Yine bu sektör devam edecek. Çünkü dünyada küreselleşme boyutunda insanlar ve üretilen mal yer değiştirmeye mecbur olduğu sürece havacılık sektörü yoluna devam edecek. Bu sene toparlanmanın olacağını umuyorum. Bugünlerde Omicron varyantından dolayı tekrar bir artış oldu. Biz 750-800 kişinin çalıştığı merkez ofisimizi yine 3 hafta tatil ettik.  Dünya Sağlık Örgütü de bunu öneriyor. Biz sağlık uzmanı değiliz ama ciddi şekilde gelişmeleri takip etmeye mecburuz. Mart ya da nisan ayı gibi bu işin biteceğini uzmanlar söylüyor. Çünkü Omicron varyantının artık gribe doğru çevrileceğini öngörüyorlar. Umarım böyle olur. Ayrıca her yerde hükümetler, özellikle kamu-özel sektör ortaklığı olan yerlerde bu süre uzatımını fors majörden dolayı verdiler. Biz de Türkiye’deki havalimanlarımızda 2 yıl uzatma aldık. Gürcistan’da aldık, Makedonya’da aldık, Arabistan’da Medine de aldık. Her ülke desteğini sürdürdü. Böylece finansal olarak zararları karşılayabileceğiz. Orada bir sorun gözükmüyor şimdilik.

“ALMATI HAVALİMANI’NDA GECE UÇUŞLARI ŞİMDİLİK OLMAYACAK”

24 yıldır bu işler içindeyiz. Şöyle bir baktığımızda 1999 yılında Atatürk Havalimanı inşaatı yaparken deprem oldu. 2001’de 11 Eylül olayları oldu. Türkiye’de yerel ekonomik kriz oldu, 2007’de Amerika’daki büyük kriz oldu. Sonra TAV olarak bizim olduğumuz havalimanlarında, Arap dünyasında Arap Baharı  oldu. Atatürk Havalimanı’nda büyük terör olayı oldu. Ondan 17 gün sonra da 15 Temmuz oldu. 100 bin kişi geldi o gün havalimanına. Biz de tüm gece oradaydık. Yani böyle baktığınızda her türlü krizi yaşadık. Bu krizleri yönettik. Son olarak pandemi oldu. Yakın zamanda ise Kazakistan’da hadiseler meydana geldi. Almatı Havalimanı’nı yeni almıştık, Kazakistan’daki bu olaylar başladı. Fakat şükür çok çabuk bitti. Kısa sürede kontrol altına aldılar. Bizim havalimanımızı işgal ettiler ve fakat çok büyük zarar olmadı. Sadece dükkanlar yağmalandı. Duty Free’ler yağmalandı, şişeleri kapıp gidenler oldu. Ondan sonra yiyecek içecek kısımlarında hasar oldu, ama büyük bir hasar olmadı. Fakat ertesi gün çok seri şekilde asker ve polis geldi. Güvenliği sağladı. Kazak hükümeti çok ciddi şekilde tedbirler aldı. Şu anda bir sorun yok. Her yer açıldı. Marketler açıldı, noterler açıldı, oteller açıldı, bankalar açıldı. Hayat normale döndü. Bizim uçuşlar da geçen Çarşamba gecesi itibariyle de başladı. Yani sabah 8 akşam 9 arası uçuş yapacağız. Gece uçuşları şimdilik olmayacak. Yakında gece uçuşları da açılır. Nursultan Havalimanına zaten THY uçmaya başladı. Almatı’da bir krizi yaşadık, fakat biz çok krizler yönettik. Çok kriz yönettiğimiz için sahadaydık ve ne yapacağımızı biliyorduk. Kriz yönetiminde kötü zaten olmuş oluyor. Siz daha kötü olmasını engelliyorsunuz. Onun için biz daha kötü olmasını engelledik.

“ALMATI HAVALİMANI CİROMUZUN YÜZDE 18’İNİ SAĞLIYOR”

Almatı Havalimanı’nda projeksiyonunuz nedir? Kargo temelli stratejiniz nasıl ilerliyor?

Almatı’da kargo çok önemli. Çin’e yakınlığı nedeniyle bir transfer merkezi olarak kullanılıyor. Bu olaylar olduğununda da Türk Hava Yolları’nın bir kargo uçağı orada, yerdeydi. Biz THY uçağını korumak için de gayret gösterdik. Gece arkadaşlarımız her türlü izni alıp uçağı hemen oradan kaldırdı. Kazak hükümetine de teşekkür ediyoruz. Bütün olaylar olduğunda uçağın kalkışına izin verdiler. Bu da önemli bir hadise idi. Arkadaşlarımız da THY uçağına çok destek oldu. Bizim THY ile küresel iki marka olarak dünyada 15 havalimanında birlikteliğimiz var. Ayrıca biliyorsunuz TGS’de THY ile ortağız.  Almatı’nın bizdeki önemi şu; bizim ciromuzun yüzde 18’ini orası sağlıyor. Bir hayli önemli bir rakam. Bu sene Mayısta aldık. Bu rakam önemli, ama daha da önemlisi de bu yüzde 18’in yüzde 75’i kargo, yer hizmetleri ve akaryakıt satışından geliyor. Yani yüzde 25’i yolcu dan geliyor. Diğer havalimanları yolcu, Almatı’da yolcunun gelirin içinde az bir payı var. Bu çok önemli, ama bizim oraya gidiş stratejimiz de buydu. Her zaman söylediğimiz şöyle bir şey var. Birincisi “Bu havalimanını satın alırsak veya ihalesine gidip bir para verirsek bizim finansal gücümüzü aşamamalı” İkincisi  ise “Operasyonel gücümüzü aşmamalı”. Bir üçüncüsü var o da “Portföyü uyması lazım” yani hep turistlik havalimanı alamazsınız. Hep başkent alamazsınız, hep kargo alamazsınız. Dengelemesi lazım ki portföyü yönetebilirsiniz. Onun için Almatı Havalimanı bizim için çok önemliydi.

 “ANTALYA İHALESİYLE ATATÜRK HAVALİMANI’NIN YÜZDE 75’İNİ SAĞLAMIŞ OLDUK”

Antalya Havalimanı’na yüzde 50 hisseleri satın alarak girdik. Zaten oradaydık. Tabii ki Antalya Havalimanı ihaleye çıkınca da bizim de katılmamız gerekiyordu. Hatta kesinlikle katılmamız gerekiyordu. Bizim süremizin bitmesine de 5 yıl vardı. Fakat ihaleye çıkmasının nedenini ben çok iyi anlayabiliyorum, işin içindeyim zaten. Şöyle ki Antalya’ya büyük bir yatırım gerekiyor. Maalesef Antalya Türkiye’deki diğer havalimanlarından biraz geride kalmış. İstanbul Havalimanı’ndan sonra Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı. Ama bu havalimanında büyüme o kadar hızlı olmuş ki yatırım geride kalmış. Onun için çok ciddi bir yatırım gerekiyor. Biz orada toplam 765 milyon euroluk yatırım yapacağız. İlk aşamada, yani ilk 3 yılda 650 milyon, kalanı da devamında yapılacak. Biz ihalede 7 milyar 250 milyon Euro artı KDV teklif ile Antalya Havalimanı’nı kazandık. Bunun 1 milyar 800 milyon Euro’sunu peşin olarak Mart’ın sonunda ödeyeceğiz. Nakit ödeme için 90 gün süremiz vardı. Sözleşmeyi 29 Aralık’ta yaptık. 29’un üstüne 90 gün sayacağız ve ödeme yapacağız. Çalışmalarımız devam ediyor. Almanlar, biz ve bizim ortağımız Fransızlar olarak ilginç bir konsorsiyum oldu. Türkiye’ye de güveni göstermesi açısından bu ihale çok önemliydi. Buraya verdiğimiz ciddi bir rakam ile Türkiye’nin geleceğine, gelecek 25 yılına yatırım yapmış oluyoruz. Türkiye’ye biz güveniyoruz. Antalya’ya da güveniyoruz. Antalya çok önemli bir turizm merkezi. Antalya’da turizme çok büyük katkılar sunacak oteller var. Yatırımlara gelince; Antalya’da iki tane çok güzel pist var. Hatta üçüncü pistte var, ama onu askeriye kullanıyor. Bu iki pistin arasındaki uzaklık mesafe bir buçuk kilometre civarında. Denizden iniş olduğu için hava sahasında da trafik tamam, pistte tamam. Fakat apronda çok ciddi sıkıntı var. Apronda uçaklar part etmek için neredeyse kuyruk bekliyorlar. Bir apron yapılması lazım. Türk Hava Yolları da Antalya Havalimanı’nı ikinci bir hub yapmayı düşünüyor. Hangar yapacak. Hangarlar için de apron lazım. En önemli konunun birisi bu. İkincisi ise terminal binası. Biliyorsunuz havacılıkta kapasite olarak hava sahası kapasitesi, pist kapasitesi, park kapasitesi, terminal kapasitesi, otopark kapasitesinin birbirine uyması lazım. Bunlardan uçak park ve apron ile terminal binası ve otopark kapasitesin de sıkıntılar var. Bunları çözeceğiz. Şehirdeki otel yatak sayısına baktığımızda o yeterli. Antalya’da bu yatırımlar sonrasında Türk ekonomisine büyük bir katkı olacağına inanıyorum. Önemli şekilde yabancı sermaye girişi olacak. Biz Atatürk Havalimanı ihalesinden çekildikten sonra bizim o açığı kapatmamız gerekiyordu. Onun için Antalya’yı satın aldık. Ama Antalya Havalimanı ihalesine erken çıkılması tabii artı bir yük getirdi. Fakat bunu da biz ortaklarımızını desteğiyle rahatlıkla halledebiliyoruz. Almatı’yı da satın aldık. Böylece biz İstanbul Atatürk Havalimanı’nın yerine tam olarak koyamamış olsakta yüzde 75’ini sağlamış olduk.

“ANTALYA’DA TURİZMİ 12 AYA YAYMAK LAZIM”

Antalya Havalimanı’nı TAV’ın kazanmasından sonra yapacağınız yatırımlara, işletmeciliğinize yüksek güven olduğu için THY gibi şirketler de Antalya’yı HUB yapma planları ortaya çıktı. Antalya’da turizmi sezonunu 12 aya çıkarmak için ne tür fikirleriniz var?

Tüm mesele o zaten. Yani turizmi 12 aya yaymak lazım. Çünkü Antalya’da ilk 5-6 ay müthiş bir kalabalık oluyor ama ondan sonra bayağı azalıyor turist sayısı. Halbuki Antalya’da kış mevsimi de gayet iyi. Ben onları başaracağımıza inanıyorum. Bizim ve THY’nin avantajı şu; bizler dünyada havacılık sektöründe bilinen bir marka olduk. Biz bir işi aldığımızda bunu zamanında ve layıkıyla yapacağımız biliniyor. “Kredilerini öderler, burayı başarıyla işletirler” diyorlar bankacılar ve finansman sağlayanlar. Havayolları da diyor ki “Şimdi oradaki kapasite büyüyecek. Oraya gittiğimizde iyi karşılanacağız.” Yolcular da bunu böyle görüyorlar. Onun için Antalya’da bizim konforu biraz artırmamız gerektiğine inanıyorum. Bunu da en seri şekilde yapacağız. Bu yatırımlar için 5 yılı beklenseydi Antalya Havalimanı patlardı. Hemen alternatifi değerlendirirlerdi uluslararası seyahat acentaları. Onun için en iyi imkanı sunmak lazım. Biz elimizden geleni yapacağız. Salgın döneminde yatırıma başlamak en azından hareketlilik çok fazla değilken yatırıma hızlı başlamak çok önemli bir hadise. Antalya Havalimanı’nı HUB yapma yeni hangar yapma olayına gelirsek de bunlar tabii böyle bire bir toplantıda da görüşülmüş, anlaşılmış konular değil. Ama hep bu havacılık sektörün içindeyiz bunlar konuşulan konular. Ayrıca THY’nın Antalya’da çok ciddi hangar sıkıntısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta sadece THY değil sektörün orada hangar sıkıntısı var. Corendon Havayolları, Sun Express, Pegasus ve AnadoluJet gibi havayollarımız buraya çok ciddi seferler düzenliyorlar. İhtiyaçlarını karşıladığımız takdirde Antalya bence iyi bir düzeye gelecek, uçacak…

“GAZİPAŞA’DA 1,5 MİLYON YOLCUYA ÇIKTIK”

Gazipaşa Havalimanı da TAV ait. Şu an için orada herhangi yeni bir değişim düşünmüyoruz. Çünkü oranın yolcusu çok başka. Antalya’nın yolcusu çok başka. Ama ben Gazipaşa Havalimanını çok seviyorum. Çok butik bir havalimanı. Uçak inmez dedikleri meydanı sıfır yolcudan biz alıp 1,5 milyon yolcuya çıkardık.  Çok mutlu oldu Alanyalılar. Umarım orayı da biraz genişletebilirsek terminal binasını filan iyi olacak. Çünkü çok dar bir terminal binası var. Daha da iyi olacağına inanıyorum.

“ANTALYA HAVALİMANI’NA İŞ JETLERİ İÇİN ÖZEL YATIRIM”

Antalya’da da genel havacılık için yatırım yapacağız. Özellikle Rus jetleri park edecek yer bulamıyorlar. Bazen iş jetleri başka tarafa yönlendiriliyor. Şimdi ciddi bir apron inşaatı olduktan sonra o park yerleri de olacak ve genel havacılık da orada olacak. Antalya’ya çok üst segment turist yani çok zengin turist de geliyor, orta halli turist de geliyor. Aslında zengin ayrımı yapmak tabii ki yanlış ama havayolu şirketleri business sınıftan kazanır, biz business yolculardan kazanırız, diğer tarafa veririz.

“MART AYINDAN SONRA İŞ SEYAHATLERİ BAŞLAR”

TAV olarak sizler Bodrum, Adnan Menderes, Ankara Esenboğa buralarda da havalimanlarını işletiyorsunuz. Bu meydanlara yönelik yeni gelişmeler söz konusu mu?

Ankara Esenboğa iç hat yoğunluklu bir havalimanı. Orasının süresi de 2025’te bitiyor. Orası ihaleye çıkacak mı çıkmayacak mı hakikaten bilmiyorum. Ama Bodrum ve İzmir Adnan Menderes de çok uzun sürelerimiz var. Oralar turizm ağırlıklı. İzmir hem iç hat ağırlıklı hem turizm ağırlıklı Çeşme’den dolayı. Bodrum turizm ağırlıklı. Şimdi buralara baktığınızda bu üç havalimanı; Antalya, Bodrum ve İzmir pandemi şartlarına göre 2021’i çok iyi geçirdiler. Yaralarımızı biraz sardılar. Şunu gördük turist hemen geldi uçağa. İş seyahatleri o kadar hızlı geri dönüş yapamadı. Yavaş yavaş tam iş seyahatleri başlamıştı bu beşinci COVİD dalgası geldi. Fakat Mart ayından sonra artık iş seyahatlerinin de başlayacağına inanıyorum. Yani geçen gün bir söyleşi de sordular; “İş seyahatlerini Zoom, Teams gibi programlar, online toplantılar etkiler mi ?” Ben onlara şu örneğe vermiştim. Biz Almatı ile 26 tane filan Zoom toplantısı yaptık. Satınalma sürecini bir türlü halledemiyorduk. Pandeminin tam göbeğin de atladık Almatı’ya gittik, yüz yüze görüştük bir seferde imzaladık, geldik. Yüz yüze görüşme hiçbir zaman değerini kaybetmeyecek. Bu sebeple ben iş seyahatlerinin de aynı hızla devam edeceğine inanıyorum. Diyeceksiniz ki online olmuyor mu ? O da olacak, o işi hızlandıracak, bilgi akışını çok hızlandıracak. Ben şunu gördüm, pratik söylüyorum bu online toplantılarda karşı taraftan “Evet” cevabını almak biraz zor oluyor. Hemen bu görüşme şeklinin arkasına saklanıyorlar. Halbuki yüz yüze olunca “evet” cevabını alıp geliyorsunuz. Bu Zoom toplantılarında  karar almakta güçlük çekildiğini gördüm. Bze yansımasını düşünürseniz iş seyahatlerin devam edeceğine inanıyorum.

“BÜYÜME ORTA ASYA, ASYA VE AFRİKA’DA GÖZÜKÜYOR”

Antalya ve Almatı çok büyük iki havalimanıydı. Şimdi buraları aldıktan sonra Karadağ var. Karadağ da kısa listedeyiz. Oranın ihalesini bekliyoruz. Orada iddialı olabiliriz. Onun dışında Nijerya’da 4 havalimanından yeterlilik almıştık. Oralarda ne yapacağımıza bakarız. Finansal boyutumuzu aşarsa ortak alırız yanımıza. Ya bir fonu ortak alırız ya da bir yabancı bir şirketi yanımıza alırız. Bakacağız, ama büyümeye baktığınızda Orta Asya, Asya ve Afrika’da gözüküyor. Bizimde büyüyen pazarlarda olmamız gerekiyor. Avrupa’nın göbeğinde bir havalimanı bizim gibi firmaların işine yaramaz. Çünkü orada büyüme yok. Biz büyüme peşinde olacağız. Bizim Fransız ortağımız ADP, Hindistan GMR ile havalimanlarında ortak. Oradan biliyoruz konuları. Onlar da Hindistan da çok büyük bir büyüme bekliyorlar. Ben de hakikaten Hindistan’da, Çin’de çok büyük büyüme bekliyorum. Peter Frankopan isimli bir yazar var Oxford Üniversitesi hocalarından. “Yeni İpek Yolu” diye bir kitap yazmış. Orada okudum diyor ki “500 bin pilota ihtiyacı olacak bundan sonraki 20 yıl içinde Asya’nın. Seri halde pilotaj okulları açmaya başlamaları gerekir” diyor. Bu görüşe katılıyorum. Onun dışında dijitalisyon döneminde havayolu şirketlerinin de, uçak üreticilerinin de, yer hizmetleri şirketlerinde, havalimanı işletmelerinin de buna uyması lazım.

Çok ciddi gelişmeler oluyor. Hatırlayın uçak biletinden başladık, nerelere geldik.  Bizim IT şirketindeki arkadaşlara da şunu demiştim; “Yolcunun eline, telefonlarına bizim bütün bilgiyi koymamız lazım.” Çok iddialı konuşuyorum, dünyada havalimanı uçuş bilgisini cep telefonlarına ilk koyan firmalardan bir tanesiyiz. Akıllı telefonlar sayesinde yolcunun eline tüm bilgileri koyduk. Bu bilgileri sahip olan yolcu da stress yapmıyor, heyecanlanmıyor. “Geç kaldım mı acaba” demiyor. Bakıyor, nerede, ne yapacağını biliyor. Rahat oluyor. Yolcu rahat oldu mu daha çok para harcıyor. Yolcunun rahat olması lazım. Bizim  yolcunun rahatlığı, mutluluğu için çalışmamız lazım. Benim bununla ilgili bir sözüm vardır; “Önce çalışanın mutluluğu. Çalışanı mutlu olmayan hiçbir havalimanının, işletmecinin yolcusu da mutlu olamaz.” Müşteri mutlu oldu mu, ortaklar da sevinir, paydaşlar da sevinir. Herkes mutlu olur. Ben çok rahatlıkla söylüyorum. Çünkü TAV olarak biz hakikaten çalışan dostu bir şirketiz. Bu bizim için en önemlisi. Çünkü insan kaynaklarına çok önem veriyoruz. İnsan kaynakları markası çok önemli. Bakın biz bir havalimanı alıyoruz. Oraya kim genel müdürü gidecek? 5 tane aday çıkıyor. Kim genel müdür yardımcısı olacak? 5 aday çıkıyor. Hepsi de TAV tarafından yetiştirilmiş çok iyi elemanlar. Yakın zamanda bunun örneğini yaşadık. Alper Gürcistan’daydı şu an Kazakistan’ın genel müdürü. Sonra Makedonya’ya gitti. Sonra tekrar Gürcistan’a genel müdür olarak geldi. Kazakistan olunca onu Kazakistan’a gönderdik. Kazakistan’da bu olaylar patladığında genel müdürümüz Alper tecrübesiyle kriz yönetti. Hiç çekinmeden takır takır uydu telefonlarla konuşmalar yaparak sorunları çözdük.

 

Exit mobile version