SSCB hava sahasına giren İran uçağı nasıl düşürüldü?

Tam 45 yıl önce bugün Sovyet pilot Yüzbaşı Gennadiy Yeliseev, o zamana kadar dünya havacılık tarihinde hiç görülmemiş bir adım atarak, hayatı pahasına SSCB hava sahasına giren İran’ın RF-4C Phantom II casus uçağının üzerine sürdü.

28 Kasım 1973’te Sovyet-İran sınırında meydana gelen olayda Sovyetlerin hava savunma sistemleri sınır çizgisinin ihlal edildiğini tespit etti. O bölgedeki sınır çizgisinin özelliklerinden dolayı karşı tarafın casus uçakları, İran üzerinden SSCB hava sahasına girip görevlerini tamamladıktan sonra İran’a geri dönebildiği için keşif uçuşu yapmak için tercih edilen bir bölgeydi.

O gün sınırın ihlal edildiğinin tespit edilmesiyle 35 yaşındaki askeri pilot Yüzbaşı Gennadiy Yeliseev, MiG-21SM uçağıyla o bölgeye yönlendirildi. Daha sonra SSCB hava sahasına giren uçağın İran’a ait RF-4C Phantom olduğu anlaşıldı. En ünlü Amerikan avcı uçağının bu modelinde çok sayıda keşif cihazı bulunuyordu. Özel olarak uzatılmış burun kısmında havadan çekim yapan birkaç fotoğraf makinesi ve özel konteynerde uzun odak mercekli kamera mevcuttu. Uçak gece vakti de rahat bir şekilde farklı yüksekliklerden fotoğraf çekebiliyordu. Fanthom ayrıca 4 adet ‘havadan havaya’ sınıfı güdümlü füzeyle donatılmıştı.

SSCB’ye karşı CIA’in geliştirdiği Dark Gen projesi

Bu arada 1970’li yıllarda İran ile ABD arasındaki ilişkiler, şimdikilere göre çok farklıydı, 1953 devriminden sonra İran’da Amerikan yanlısı hükumet iktidara geldikten sonra Washington ve Tahran arasında yakınlaşma oldu. O zamanlar İran ABD’nin Ortadoğu’daki desteği ve güvenilir petrol tedarikçisiydi. Tahran ise ABD’den mali ve askeri destek alıyordu. ABD, İranlı ortaklarına silah, askeri araç ve elbette ki uzman askerler yolluyordu. Tüm bunların yanı sıra SSCB ile sınırı olan İran, ABD’ye Sovyetler Birliği’ne karşı casusluk faaliyetleri için de oldukça faydalıydı.

İran’ın RF-4C Phantom uçağı, söz konusu casusluk faaliyetleri kapsamında Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından SSCB’nin hava savunmasındaki zayıf noktaları ortaya çıkarmak için geliştirilen Dark Gen projesi çerçevesinde bir görevi yerine getiriyordu.

İranlı pilotun arkasında Amerikan subayı vardı

Uçağı kullanan İranlı pilotun arkasındaki koltukta ABD Hava Kuvvetleri’nde görevli Albay John Sanders vardı. Görevin başarılı olmaması durumu için yapılan B planına göre Amerikalı eğitmenin İranlı öğrencisine yeni uçağı nasıl kullanacağını öğretiyormuş gibi görünecekti.

Sovyetlerin kaldırdığı Yüzbaşı Yeliseev’in yönetimindeki MiG, İran uçağını tam Sovyetlerin sınır bölgesini terk etmek üzereyken yakaladı. Bunun önleme talimatının bulunduğu bir nakliye uçağı değil, askeri keşif uçağı olduğu için onu düşürmeye karar verdi ve uçaktaki füzeleri ateşledi, ancak Phantom üzerindeki tüm ısı tuzaklarını kullanarak füzelerden kurtulabildi.

‘Ne pahasına olursa olsun düşürün’

‘Uçağı ne pahasına olursa olsun düşürün’ talimatı alan Yeliseev, içinde ne olduğu ve uçuş amacının ne olduğu bilinmeyen Phantom’u bırakamazdı. O anda Yüzbaşı Yeliseev, o zamana kadar dünya havacılık tarihinde hiç görülmemiş bir adım atarak, uçağını karşı tarafın uçağının üzerine sürdü ve kendi uçağının gövdesiyle Phantom’a çarparak, kontrolden çıkardı.

Çarpışmada Rus uçağı tamamen parçalandı, kendini fırlatmayı başaramayan Yeliseev, hayatını kaybetti. Birkaç gün sonra Yüzbaşı Yeliseev’e, Sovyetler Birliği Kahramanı unvanı verildi.

RF-4C mürettebatıysa hayatta kaldı ve uçağı havadayken terk etmeyi başardı. Fakat aşağıda kendilerini sınır muhafızları bekliyordu. İran uçağının düşürülen pilotları olaydan 2 hafta sonra, daha önce İran topraklarına düşen Sovyet uydusundaki verilerle takas edilerek İran’a döndü. İran Hava Kuvvetleri’nde görevine devam eden İranlı pilotsa, 1982’de İran-Irak savaşı sırasında Irak’a ait bir MiG tarafından düşürülerek hayatını kaybetti.

(Spuntik)

Exit mobile version