Firuz Bağlıkaya: “2021’de turizmde büyük rekabet olacak”

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, 2020 tatil sezonunun uzun olacağını, devletin sağladığı tatil kredisinin ülke ekonomisini güçlendireceğini söyledi. Bağlıkaya; 2021 tatil sezonu için çalışmaların başladığını, özellikle yurt dışı turizm pazarında çok çetin mücadelelerin görüleceğini ve sağlık turizminde Türkiye’nin parlayan bir yıldız olacağının altını çizdi.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, 2020 yaz tatili için iç turizmin temmuz ayında dış turizmin ise eylül ayında başlayacağını, koronavirüs sürecini en başarılı atlatan ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Bağlıkaya, sağlık turizminde Türkiye’nin çok iyi noktaya geleceğini belirtti. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın Haber Aero’ya yaptığı yeni dönemi değerlendirmeleri şöyle:

“AB ülkeleri koronavirüs sürecini en iyi yöneten Türkiye’yi turizmde dışarda bıraktılar”

“Pandemi sürecinden en çok etkilenen sektör turizm. İnsanların seyahat ihtiyacını karşıladığı için de yasakların kalktığı andan itibaren akla gelen ilk konu seyahatlerin nasıl yapılacağı? Mevsim itibarıyla turizm nasıl gelişecek? Ülkemizin turizmini ikiye ayırırsak; yurt dışı turizm hareketi (Ülkeye çok önemli bir döviz girdisi sağlayan) ekonomide çok önemli olan, ticari açığımızı kapatan bir turizm geliri. Görünen o ki Avrupa ülkeleri seyahat kısıtlamalarını kaldırırken kendi içlerindeki yani Avrupa Birliği’ne üye ülkeleri korudular. Koronavirüs sürecini en iyi yöneten Türkiye’yi ise dışarıda bıraktılar. Bu da gösterdi ki bu işin sağlıkla falan ilgisi yok. Başka ekonomik durumlar öne çıkmış. Orada da ekonomik kaygılar çok büyük ölçüde. İspanya, İngiltere, İtalya gibi virüsün en ağır görüldüğü yerler turizme açıldı ve bize kısıtlama var. Şu an Türk Hava Yolları(THY) İngiltere uçuşlarını açsa giden olmaz. Zaten THY’nin ilk programında da yok. Yurt dışından beklediğimiz turist, 2020 hedeflerimizin bu pandemide aşamasında şaşacağını bekliyorduk. Ancak ne kadara hafif yarayla ne kadar az yarayla atlatırsak 2021’e de o kadar güçlü gireriz. Yani bu sene turizm başlamazsa 2021’de daha büyük sıkıntılar yaşarız. Temmuz, ağustos ayında Avrupa’nın ufak ufak başlamasını bekliyorduk. Hala ümit var.

“Bu sene turizm sezonu uzayabilir”

Ama seyahat alışkanlıkları eskisi gibi olmayacak. Çünkü bizim sektörümüz insan odaklı ve hizmet odaklı. Her şey değişecek. Yeni tebliğler, yeni uygulamalar, yeni önlemler gündeme geliyor. İkinci dalga vaka yükselmesi içinde endişeler var. Temmuz, ağustos aylarında Orta Doğu ve Ukrayna, Polonya gibi ülkelerin olduğu bölgelerden turist alma olağanımız yüksek. Eylül ayından itibaren de daha çok Avrupa(Almaya, Avusturya, Hollanda) pazarında yolcu almaya başlayacağımızı düşünüyorum. Bu sene sezon da uzayabilir. İnsanlar çok bunaldı. Tatil ihtiyacı da var. Araştırmalara bakıyoruz herkes tatile gitmek istiyor ancak yakın dönemde gitmeyeceklerini beyan ediyorlar. Herkes tatili özlüyor ama birini bekliyor. Onun için ülkedeki normalleşme sürecinin başlaması çok önemli. Turizm hareketimiz ne kadar fazla kazasız atlatıp yavaş yavaş başlarsa birbirinden gören seyahat etmeye başlayacaktır. Daha çok katlanarak artacaktır. İlk başları sancılı geçecek. Haziran ayında her şey açık olmasına rağmen tüm rezervasyonlar temmuzda. Herkeste bir korku var. O yüzden haziran ayı gözlemleme ayı gibi oldu.

“İlk olarak iş seyahatleri başlayacak”

İç turizmde iptal etmeyin erteleyin kampanyası yaptık. Mümkün olduğu kadar vatandaşlarımızın seyahate gideceğini düşünüyorum ama temmuz ayı içinde başlayacak artarak gidecek. Okul tatilleri müsaade ettiği müddetçe bu sürecin çok büyük yara almadan atlatılacağını düşünüyorum. İç turizmde de azalma olacaktır.  Çünkü dünya turizmi çok ciddi bir şekilde daralmış durumda. Ama dış turizmdeki kadar büyük bir daralma beklemiyoruz. İş seyahatleri önce başlayacaktır. Çünkü bir anlamda zorunlu seyahatler. Sonra deniz-kum-güneş seyahati ve en son kültür turizmi başlayacaktır. Çünkü kültür turizmine ilgi gösteren grup hem yaş itibarıyla, hem gelir düzeyi itibarıyla biraz daha farklı bir kategori. Onlar biraz daha ağırdan alacaklar. Deniz-kum-güneş grubunun hareketi onlardan çok daha önce başlayacaktır. Ağustos sonu eylül başı gibi dış turizm başlayacaktır.

“Devletin tatil kredisi son derece faydalı oldu”

Yurt içinde seyahat eden vatandaşlarımızdan erken rezervasyon yapmış olanlar ve bunu iptal etmemiş olanlarla ilgili hiçbir sıkıntı yok. Süreç aynı şekilde devam edecek. Yeni paketlerle ilgili de alınmış bir takım tedbirler var. Mesela geçenlerde kredi imkanı sağlandı. Yurt içindeki turizmi ciddi bir şekilde hareketlendirmesini beklediğimiz bir kredi paketi çıktı. İnsanlar bu dönemde ekonomik olarak da sıkıntı yaşadı. Geçici süreli işler, yarım ücretler her şirket kendi tedbirini aldı. Dolayısıyla insanların hemen açılır açılmaz seyahate gitmesi de maddi anlamda mümkün olmayabilir. Kredi uygulaması iç turizmin hareketlenmesinin habercisi oldu. Özellikle bu kredinin seyahat acentaları üzerinden de veriliyor olması çok önemli. Yani tüketici seyahat paketini satın aldığı firmaya, bankaya ödemeyi yapıyor. Yani direkt sektörü destekleyip başka amaçlarda kullanılamayan bir kredi. Son derece faydalı ve yararlı buluyorum. Turizm 52 sektöre hizmet veriyor. Bu kredi ekonominin bütün çarklarını çevirme potansiyeli olan bir iş. Otellerde hiç kimse olmazsa otelin tüketeceği malların hiç biri alınmayacak. İstihdam olmayacak demektir. Ulaşım olmayacak demektir. Bunların tamamını hareketlendirmek çok önemli aynı zamanda organize seyahate teşvik ediyor.

“Sağlık turizminde Türkiye parlayan yıldız olacak”

Yurt dışı seyahatlerde herkes ilk seyahate gidecek kahraman grubu bekliyor. İnsanlar birbirinin tatil yaptığını görecek ki bu sayı istediğimiz rakamlara ulaşsın. Uçuşlar başladı ve başladığı günden beri takip ediyoruz. Uçaklar dolu. İnsanları Avrupa’daki kadar bir çekinceleri yok. Alınan tedbirlere de güveniyorlar. Sağlık sistemine de güveniyorlar. Buradaki müdahale çabukluğu ve başarı oranı da çok önemli. İnsanlar Türkiye’de kendilerini güvencede hissediyor. Yurt dışında insanların hastanelere kabul edilmediğini gördük. Yaşlıları hastanelere almadılar. Bizim ülkemiz biraz daha avantajlı durumda. Uluslararası alanda ilk çemberde bize yer vermemiş olsalar dahi yurt dışı ve yurt içinde güven kazanılmış oldu. Sağlık turizminde gelecekte bizi çok parlak bir dönem bekliyor. Aldığımız bütün duyumlar bu şekilde. Türkiye’nin sağlık sistemiyle alakalı kendi ispat etme durumu artık kalmadı. Dolayısıyla sağlık turizmiyle alakalı 2021’den itibaren çok parlak bir dönem başlayacak. Ortalamaları 700 dolar değil de 2 bin dolardan başlayan hizmetler verilecek. Sizin ülkenizde gelip tedavi olacaklar. Sizin ülkenizde gelip şifa bulacaklar. Başka bir bağı da tesis ediyor. Dolayısıyla manevi yönü de ağır basıyor.

“Her hangi bir vaka kaldırabileceğimiz bir şey olmaz”

Çeşitli bakanlıklar kendi alanlarıyla ilgili bir takım kurallar yayınladılar. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür Turizm Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı kuralların uygulanmasıyla ilgili önlemleri aldı. Ben bu tedbirlerin Türkiye’de çok rahat uygulanacağını düşünüyorum. Her şey dahil sistem o günün şartlarına uyuyordu oldu. Şimdi bugünün şartlarında yemek servisi belli bir mesafeden görevliler tarafından yapılacak. Masa düzenleri belli aralıklarla koyulacak. Plajdaki dinlenme belli aralıklarla olacak. Zaten aileler için sosyal mesafe kuralı kalktı. Bazı uygulamalarda düzene girecek. Mesela uçakta yan yana uçmuş olanları otele transferde aracınızda yan yana oturtamıyorsunuz. Bunun gibi oturmamış kurallar var bunlarda en kısa zamanda düzelecek. Havalimanlarında da bir sorun olacağını düşünmüyorum. Bütün Avrupa’daki uygulama aynı. Girişlerde o termal kameralardan herkes geçecek. Ateşi olanlarla ilgili prosedür belli zaten. Ben bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. Asıl hedef 2021. Ağustos sonu 2021 programı çıkacak. Rakiplerimiz İspanya, İtalya, Yunanistan, Mısır gibi ülkelerin durumu belli. 2021’le ilgili pazarlama çalışmalarına hızla başlamamız gerekiyor. Evimizin tertemiz olması gerekiyor. Burada her hangi bir vaka kaldırabileceğimiz bir şey olmaz. O konuda çok dikkatli olmamız lazım. 2021’le ilgili de tüm tur operatörlerinin, acentaların sokaklarda olması lazım. Ciddi bir pazarlama desteği lazım. Herkesin döviz girdisi çok düştü. Ekonomiler sarsıldı turizm sektöründe. O yüzden 2021 çok çetin geçecek. Hedef pazarlarda çok ciddi çalışmalar yapmamız lazım. 2021’de 2020’yi unutturacak sonuçlar almamız lazım.

“Booking ve Airbnb gibi firmalar bu süreçte sınıfta kaldılar”

Booking, Airbnb gibi portallarda rezervasyon yapanlar koronavirüs sürecinde kimseyi bulamadı. Makinalarla konuştular. Çünkü onlar 10 milyon, 25 milyon kişiye satış yapıyorlar. Ama buradaki seyahat acentaları, bu mesleğin içindekiler tüketicilerin paralarını geri ödediler. Ödemeyen kupon verdi, rezervasyonu ileriye aktardı. Bundan sonraki dönemde yine teknolojiyi kullanacağız. Bütün acentalar kullanıyor. Teknolojiyi kullanmadan rekabet edemezsiniz. Ama muhatabını bildiğiniz firmalarla çalışacaksınız. Booking ve Airbnb sembol firmalar olduğu için bu isimleri söylüyorum. Tüm bu tarz çalışan firmalar için dünyada sınıfta kaldılar. Yolcunun talebi eskisi kadar olmayacaktır. Bu tarz firmaların Türkiye maliyesiyle ilgili fatura kesmesi gerekiyor. Bu her ülke için geçerli. Vergi ödemeden o ülkenin içinde ticaret yapıyor olmak, para kazanıyor olmak durumu söz konusu. Bunu hiçbir ülke kabul etmez. Maliye bizim konumuz değil ancak haksız bir rekabet söz konusu. Onların vermediği vergilerden bir takım avantajlı fiyatlar çıkıyor. Bizim acentalarımız aynı işi yapıyorlar. Aynı otellerle aynı kontratları var ama avantaj sağlayamıyorlar. Bu süreçten sonra orada da bir denge oturacaktır.

Sektörün talepleri doğrultusunda ara tatiller gündeme geldi. İlerleyen zamanlarda bu konuyla alakalı değişiklikler olacaktır. Bu ara tatillerle iki bayramımız bir yılbaşı ve okul tatilimiz var. O okul tatilleri üç oldu. Biraz daha yayıldı. Ben dönemsel tatil konusunda da Milli Eğitim Bakanlığımızın bir çalışma yaptığını biliyorum. Herkesin işine gelebilecek bir şey. Ekonominin sürekliliğini sağlayacak bir şey. Bu sayede yüksek sezonla düşük sezon arasındaki farkta çok olmayacak. Herkes istediği tesiste istediği zaman yer bulabilecek. Turizm sezonunu uzatma zamanımız olacak.

“Acentaların açılma zorunluluğu süresini 1 Temmuz’a kadar uzatmak için talepte ettik”

Biz bu süreçte Zoom platformuyla paydaşlarla görüştük. Çokta işe gitmek gerekmediğini anladık. Sonradan insanlar sıkıldı. Sosyal temas istediler. Ama ben bundan sonraki hayatımızda iş seyahatlerinin çok daha az olacağını düşünüyorum. 1 saatlik bir toplantı için şehir değiştirmek gerekmiyormuş. Onu gördük. Eskiden bu konferans sistemini büyük şirketler yapıyordu. Şimdi herkes yapabiliyor. Biz görüşmelerimize, çalışmalarımıza devam ettik. Acentalarımız için kamudan taleplerimizi aralıksız ulaştırdık. Ülke imkanları çerçevesinde olmayanlar oldu. Kurumumuzda zorunlu mesaiyi kaldırdık hem de 35 bölge temsil kurulumuzda mesaileri kaldırdık. Seyahat acentalarımıza bakanlığımızın izniyle açılma zorunluluğunu 1 Temmuz’a kadar uzatmak için  talep ettik. Otellerde olan açma zorunluluğu bizde de muaf tutulmasını 2020 yılının sonuna kadar talebimiz var. Onunla meşgulüz. Onu sağlamaya çalışıyoruz ki acentalarımızdan isteyen açmaya bilsin. Kongre turizmi veya yurt dışından turist getiren acentaların kendi bölgelerindeki turizm hareketi normali çok altında olacak. Ofisini açmaya değer bulmaya bilir. Çünkü o da bir maliyet. Ücretsiz izin verdi, kısa çalışma ödeneği aldı. İdare ettiler bir dönem. Senenin sonuna kadar açmak istemeyenler için bir imkan sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye’deki başarılı süreci sürekli anlattık. Ülkeyle alakalı negatif bir şey söylediklerinde siz turizmci olarak onu anlatmak zorundasınız. İşte Türkiye’de daha fazla ölüm var ancak saklıyorlar. Gibi bir şeyler üretiyorlar. Dolayısıyla bunların iletişimiyle uğraştık. Çok fazla seminer çok fazla eğitim toplantısı yaptık.”

Exit mobile version