
Kwai Köprüsü adını ilk duyduğumda 12 yaşındaydım. O yıl, yani 1967’de, 4.Levent’te şimdi Migros’un olduğu yerde faaliyet gösteren Levent Sineması’nda Kwai Köprüsü filmi gösterime girmişti. Filmin afişindeki köprü ve önündeki İngiliz askerleri o yaştaki bir erkek çocuk için oldukça cezbediciydi.
Hafta içi bir gün filmi izlemek için 12:30 matinesine bilet aldım. Film gerçekten çok hareketli ve heyecanlıydı. İngilizlerin dünyanın öbür ucundaki kahramanlıklarını ve Japonların gaddarlıklarını ilgiyle izledim ve çok da etkilendim.
Filmde İkinci Dünya Savaşı esnasında Burma (bugünkü Myanmar) ile Tayland arasında Japonlar tarafından inşa edilmeye çalışılan bir demiryolu hattı üzerinde yapılacak önemli bir köprüde, zorla çalıştırılan İngiliz savaş esirleri konu alınmaktaydı. Filmde yine esir alınmış komutanları Albay Nicholson önderliğinde askerler köprü inşaatını başarıyla bitiriyorlardı. Ancak, bu demiryolunun yapımı halinde Burma’daki İngiliz kuvvetleri Japon saldırısı riski altına gireceğinden, İngiliz ordusu bu projenin engellenmesi gerektiği düşüncesindeydi. O nedenle, bir İngiliz komando birliği köprüyü imha etmek için görevlendiriliyordu. Fakat büyük zorluklarla köprüyü inşa etmiş olan Albay Nicholson, köprüye hissi olarak bağlanmış olduğundan, yıkılmasına karşı çıkmaktaydı. Dolayısıyla gelen İngiliz komandolarıyla arasında bir gerilim oluşuyor, hatta köprüyü korumak için Nicholson Japonlarla işbirliğine bile giriyordu. Filmin sonunda Kwai Köprüsü patlayıcılarla havaya uçuruluyordu. O sahnenin link’ini aşağıda izleyebilirsiniz.
https://youtu.be/C-vyo5hdY7s?si=9MjO5OOgS9JlzvD4
Konusu, değişik sahneleri ve müziği ile beni çok etkileyen bu filmin, zamanla sinema klasikleri arasına girmiş olduğunu, otuzlu yaşlarımda öğrendim. Filmin konusu bir romandan alınmış. Yazarı Pierre Boulle isimli bir Fransız. 1952’de kaleme almış. Romanın orijinal adı ‘Le Pont dela riviere Kwai’. İngilizce tercümesi ise 1952’de yapılmış. Yazarın bir başka önemli yapıtı da Maymunlar Cehennemi.
Boulle bir elektrik mühendisi olarak Hindiçini’de çalışmış ama aynı zamanda De Gaulle taraftarı bir Fransız casusuymuş. Peter John Rule takma adıyla yaptığı casusluk faaliyetleri esnasında, 1943’te Vichy Fransası’na bağlı güçlere esir düşmüş ve iki yıl Saygon’da hapis yatmış. Hindiçini deneyimleri ve esaret hayatı ona Kwai Köprüsü romanını yazmak için ilham vermiş. Ancak, kendisi savaş esnasında gerçekten Japonlar tarafından Kwai Köprüsü’nü inşa etmeye zorlanan İngiliz ve Hollandalı esir askerler arasında bulunmamış.
1957’de romanın filmi çekilmiş ve 7 Oscar ödülü birden kazanmış. Bunlardan biri de filmin müziği için verilmiş. ‘River Kwai March’ adı verilen film müziği de artık klasikler arasında. Onun link’i de aşağıda.
https://www.youtube.com/watch?v=gTEdcikWw1A
Marşın bestecisi Sir Malcom Arnold. Aslında müzik iki farklı melodiden oluşuyormuş. İlk müzik 1914’te Fredrick Joseph Ricketts (takma adıyla Kenneth J. Alford) tarafından bestelenmiş. Filmde Sir Arnold bu müziği kendi bestesi olan River Kwai March ile kontrpuan tekniğiyle birleştirip kullanmış.
Ricketts’in 1914’te bestelediği melodinin adı ise ‘Colonel Bogey’s March’. Onun da ilginç bir hikayesi var; kökeni golf sahalarına kadar dayanıyor. Merak eden araştırabilir. Melodinin ıslıkla çalınan link’i yine aşağıda.
https://www.youtube.com/watch?v=CB8F8g1-4Uw
Aynı şekilde neden ıslıkla çalındığını da filmi izleyerek öğrenirsiniz düşüncesiyle burada anlatmıyorum.
Filmi izlememin üzerinden 41 yıl geçtikten sonra 2008 Temmuz’unda Bangkok’a yaptığım bir seyahatte otel lobisinde Kwai Köprüsü’ne günübirlik tur düzenlendiğini görünce hemen başvurdum. Bu sayede unutamadığım filmin çekildiği yeri görebilecek, olayları yerinde hayal edebilecektim.

Ertesi sabah bir midibüsle Myanmar sınırına doğru hareket ettik. Sınırdaki Kanchanaburi’ye gidecektik. Bir buçuk saat kadar sonra bir şehitlik önünde durduk. Girişte Britanya-Hollanda ortak şehitliği olduğu yazıyordu ve kapıdan girildiğinde ana yolun sağ tarafında Britanya adına, diğer tarafta ise Hollanda adına şehit düşenlerin mezarları vardı. Bu sayede bu çatışmalarda Hollanda ordusuna bağlı kuvvetlerin de önemli rol oynadığı ve esir düştüğünü öğrenmiş oldum. Filmde ise Hollandalılar’dan hiç bahis yoktu.

Mezarlıkta 7000 civarında mezar bulunuyormuş ve bunların 3568’ı İngiliz Hindistan güçlerine, 1362’si Avustralyalılara, 1896’sı Hollanda adına savaşan askerlere aitmiş. Daha sonra yolumuza devam ettik ve kısa bir süre sonra Kwai Köprüsü’ne ulaştık.

Ortalık turistler nedeniyle ana baba günüydü. Tabii bunlara hediyelik eşya satmak isteyen yerel halkı da katmak lazım. Beton ayaklar üzerine çelik konstrüksiyon olarak inşa edilmiş olan köprünün üzerinde sadece tek hat bir demiryolu vardı. Rayların arası ise metal plakalarla kapatılmış ve yayaların geçişi için dar bir yol oluşturulmuştu.

Yürüyerek nehrin diğer kıyısına geçip fotoğraf çektim, sonra da geriye dönmek için tekrar köprünün üzerine çıktım. Tam o sırada arkamdan bir trenin düdüğü duyuldu. Bir tren köprüye girmiş ve makinist yayaların kenara çekilmesi için uyarıda bulunuyordu.
Herkes gibi ben de köprünün iki ucuna yerleştirilmiş platformlardan birine çıkıp trenin geçişini izledim. O akşam Bangkok’a, günübirlik bu geziden filmde izlediğim yerleri görmüş bir kişi duygusuyla geri döndüm.
Tayland seyahatimin üzerinden 17 yıl geçti. Geçenlerde Kamboçya-Tayland arasındaki çatışmalar ve Myanmar’daki iç savaş üzerine bazı yazılar okurken aklıma bu gezi geldi ve konuyu biraz daha araştırmaya karar verdim. Ancak karşıma çıkan hikâye filmde anlatılandan epey farklıydı.
Öğrendiğime göre köprü gerçekten de 1942-43 yılları arasında Japonların Burma harekâtı nedeniyle inşa edilen bir demiryolunun parçası. Japonların o dönemde verdiği isimle Tayland-Burma Bağlantısı Demiryolu (Tai–Men Rensetsu Tetsudō). Demiryolu 415 kilometre uzunluğunda. Balta girmez ormanlar, nehirler ve dağlar aşılarak inşa edilmiş. İnşaat esnasında 250 bin civarında Güneydoğu Asya kökenli işçi bu projede zorla çalıştırılmış, bunlardan 90 bini açlık, yorgunluk, iş kazaları ve hastalıklar nedeniyle ölmüş. Japonların müttefik kuvvetlerden esir aldığı 12 bin asker de inşaat esnasında ve sonrasında yerleştirildikleri toplama kamplarında yaşamını yitirmiş. Ölümler savaş sonrasında 1947’ye kadar bakımsızlık ve hastalık nedeniyle devam etmiş. Bu nedenlerle bu demiryolu hattına Ölüm Demiryolu adı da verilmiş.
Japonlar tarafından büyük zorluklarla 12 ay gibi inanılmaz derecede kısa bir süre içerisinde bitirilen ve Bangkok ile Burma’nın başkenti Rangun’u birbirine bağlayan bu demiryolu, savaştan sonra İngilizler tarafından Burma’nın güvenliği açısından riskli bulunup sökülmüş. Şu anda sadece Tayland tarafındaki kısmı operasyonel.
Japonların bu demiryolunu zamanla yarışarak inşa etmesinin temel nedeni Haziran 1942’de ABD ile yapılan Midway deniz muharebelerinde donanmalarının önemli bir bölümünü kaybetmeleri. Bu nedenle, Burma’daki Japon kuvvetlerini denizden desteklemek çok riskli hale geldiğinden, çözümü Burma’ya karadan ulaşmakta bulmuşlar. Filmdeki köprünün havaya uçurulması tarihi gerçeklerle uyuşmuyor. Havadan defalarca bombalanmış, ama Japonlar hızla tamir ederek düzenli bağlantının devamını sağlamışlar. Yine filmdeki anlatının önemli bir bölümünü oluşturan komando harekâtı da gerçekte olmamış. Ayrıca film de Tayland’da değil Sri Lanka’da çekilmiş. Dolayısıyla film icabı havaya uçurulan köprü de Sri Lanka’daymış.
Ben ise gerçek köprüyü görmüşüm. Romandaki, dolayısıyla filmdeki ana karakter Albay Nicholson. Gerçek olaydaki Albay Phillip Toosey’den esinlenilerek yaratılmış. Ancak filmde esirleri köprü üzerinde çalıştırmaya takıntılı, bu nedenle Japonlar’la işbirliği bile yapan Nicholson ile pek benzerliği de yokmuş. Toosey esirlerin yaşamlarını korumak için elinden geleni yapan askerleri tarafından sevilen bir komutanmış.
Sonuçta 17 yıl sonra gerçek olayı öğrenmiş olmakla birlikte yıllarca bir romandaki anlatıya gerçek tarih gibi inanmış olmak, o bilgilerle Kwai’ye gidip gerçekdışı tarih bilgisiyle köprüyü ziyaret etmek de epey canımı sıktı. Hatta, bu yazıyı kaleme almakla bir aldatılmışlık duygusuna kapıldığımı da söylemeliyim.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.










